Beşiktaş bu sezon her maçını bir yürek ağzında oynadı. Sezon boyunca sırtımızı koltuğa yaslayıp gönül rahatlığıyla bir maç izlemedik. İzleyebilmemiz için 24 hafta beklememiz gerekiyormuş. Şöyle bir örnek verirsek yanlış olmaz sanırım, en son ilk yarıyı 2-0 önde kapadığı maç 07.12.2014 tarihinde Trabzonspor maçı olmuş. Bu maçtan önce ilk yarıyı 2-0 önde kapattığı tek maçsa Kasımpaşa maçı. Her ikisi de nispeten maç izlerken kazandık diyebileceğimiz maçlardı. Ancak ilk yarısını 3-0 önde kapattığı, maçı da 5-0 önde tamamladığı ve gönül rahatlığıyla bir maçı izlemeyeli çok uzun zaman oldu sanırım.

Bilic maça bu sefer zorunluluklardan 4-4-2 ile başladı. Mustafa Pektemek için bulunmaz nimetti bu, zira sadece çabasıyla o bölgede oynamaya çalıştığında ortada tek başına sağa sola koşan bir oyuncunun varlığını izliyorsunuz. Ancak orada ikili bir oyun denediğinizde Mustafa’nın işini hafifletmiş oluyorsunuz.

Dün muhteşem bir oyunla kazanmadı Beşiktaş. Karşısında 7 haftada sadece bir galibiyet alabilmiş kırılgan bir takım varlığında ısrarı ve denemesi sayesinde kazandı.. Bazen bu deneme iştahı çok önemli olabiliyor. Sivas, Balıkesir ve Eskişehirspor maçlarını düşündüğümüzde daha bir netleşiyor durum… Bu maçları pozisyonsuz kapatan bir takım söz konusuydu. Pazar günü ise denemesinin ve ısrarcılığının karşılığını aldı takım.

Maça istediği baskıyı kurarak başlamadı Beşiktaş ancak ilk denemesinde karşılığını gördü. 25. Dakikada Gökhan Töre müthiş vurdu. Top rakip oyuncunun ayağına çarpıp ağlara gitti. 9 dakika sonra ise Olcay’ın ısrarcılığıyla kazanılan penaltı geldi. Topun başınaysa Demba Ba gelecekti. 45’te ise Necip uzun topuyla Demba Ba’nın Olcay’a attığı şık pas geldi ve Beşiktaş çok uzun zaman sonra ilk yarıyı 3-0 önde kapatarak soyunma odasına gitti.

Ne var ki futbol boş bırakmaya gelmiyor, 47. dakikada Drenthe’nin müthiş golü işin rengini yine değiştirecekti. Siyah-beyazlılar içinse yine kaygılı vakitlerdi bunlar zira yukarda da söylediğim gibi Beşiktaşlılar bu sezon rahat maç yüzü görmemişti. Beşiktaş yine gölü bulmanın rahatlığıyla geriye yaslanmış rakibin kendi yarı sahasında oynamasına izin vermişti. Ancak denemekten yılmayan, oynamaya ve gol atmaya aç bir Mustafa Pektemek vardı. Önce kale önünde daha kolay pozisyonda kafayla topu içeri sokamadı, sonrasında önüne aldı düzelti bir daha vurdu. Bu sefer olmuştu. Ardından son sözü Motta söyleyecekti. O da deneyecek, rakibine çarpan top ağları bulacaktı.

Necip’ten devam etmek gerekiyor sanırım. Mustafa Denizli döneminde o bölgede oyuncu yokluğundan A takıma çıktı Necip. O gün bugündür Beşiktaş’ın altyapısından yetişen yegane oyuncu Necip, ardından bir tek Atınç gelebildi, Muhamed’i bekledik olmadı belki ileride olur kim bilir. Ancak Necip ilk A takımıyla oynadığında kişisel hayalim Beşiktaş’ın orta sahasında çift yönlü geleceğin bir oyuncusunu yakaladığına dairdi. Necip bunlardan birini becerebildi. İşin savunma yönünü. Orta sahada hücuma yakışmadı ama nereye koyarsanız oynadı, sağ bekte oynadı beş numara oynadı ,orta sahanın ortasında oynadı. Hiç birine yok demedi. Her pozisyonda elinden gelenin en iyisi oldu. Vasat bir oyuncu olabilirsiniz ancak futbolun doğrularını yaparsanız kendinize yer açabilir ve iyi bir oyuncu olabilirsiniz sözü sanırım Necip için geçerli. Dün akşam Sivas maçında olduğu gibi uzun bir topla Demba Ba’yı gördü o da Olcay’a pası verip golü buldu. Oynadıkça bunları daha çok yapmaya başlayacak sanırım. Takımın oyunu büyüdükçe o da daha fazlasını yapacak muhtemelen. Dün akşamın tartışmasız en iyisiydi. Kolundaki bantta Beşiktaş’ın özünden gelmesi üzerine en çok ona yakışacaktır ve onu ileride daha oturaklı taşıyacaktır. Bilic ondan yanağına öpücüğü istemesi boşuna değil. Üzerinde kendi emeğini, iyi bir kişiliği ve çabayı görüyor zira!

Sırada onun gibi Atınç var umarız onu da ilk on bir de görürüz. Beşiktaş ne zaman alt yapıdan oyuncularını ilk onbir de çoğaltırsa o vakit daha bir güzel oluyor.

K.Erciyes maçını Beşiktaş kompact oyunu ile kazanmadı denemesi sayesinde kazandı… Dünkü maçın özeti buydu.

Sıra da Club Burgge maçı var. Bu takıma bir çeyrek final çok yakışacak.