Dersim’i kazanmak için can atan AKP-Cemaat ikilisinin geçmişteki planları yani FETÖ okulları üzerinden Dersimli öğrencileri çekme çabaları; yoksulluk üzerinden kömür yardımları, beyaz eşyalar ile halkı satın alma çabaları boşa düşmüştü. AKP ve Erdoğan’ın kıvrak politikaları ile 38 Dersim katliamı arşivleri açılıp, yıllar boyunca yasaklı olan Dersim kavramı iktidardakilerin ağzında sakız olmuştu ve buna rağmen AKP ve iktidar partileri Dersim’de yankı bulamadı. İktidarın, Dersim’i kazanacağız yaygarası boşa çıkmıştı. Şimdilerde Türk Devleti siyasi manevraları ve sosyal yardım politikaları ile Dersim’i kazanma yolunu bırakıp zorba yüzü ile insanlara ve doğaya zarar vermekte.

Dersim’de askeri operasyonlar nedeni ile günlerdir devam eden orman yangınları insanların yaşadıkları köylere yaklaşmış durumda iken devlet hem taraf hem de suçlu olarak yangına karşı tedbir alınmasının önüne geçmektedir.

Dersim’de orman yakmalar yeni değil, yıllardır bu coğrafyada ve birçok Kürt kentlerinde ormanlar sistematik olarak yakılmakta, barajlar yapılmakta, doğanın dengesi değiştirilerek dolaylı bir şekilde insanların aidiyetlerine zarar verilmektedir.

Sosyal medyada bir birliğin kendi çekim yaptığı videoda bir asker “bu da en son yaktığımız dağ” diyor. Marifet ve kahramanlıklarını doğa üzerine kurdukları iktidarla aktarıyor. O kadar aptal ve cahiller ki savaşı oyun sanıyorlar. “Vatanımız için buradayız”. Ne büyük bir nefret bu vatan ideolojisi! İnsanı, insana ve doğaya karşı ne büyük bir nefret altında bırakıp düşman kılıyor. Burada en vahimi ise cehalet ve iktidarın birleşip insanı, kendi parçası olduğu doğaya zarar vermeye, kendi nefes alanlarını yok etmeye itmesidir.

Hey vatansever (!) senin anlayacağın dille kendi oturduğun dalı kesiyorsun. Ama kısa vadeli düşünen beynin, doğanın dengesini anlamayacak kadar küçük ki yarattığın tahribatın seni de geleceği de olumsuz etkileyeceğini bilmiyorsun.

Nefret ideolojisi, üniforma giyenleri yakıp yıkmakla kodluyor. Orta çağ karanlığını aşıyor yaşadıklarımız. İktidar benden olmayanı yakıp yık diyor, sadece kentleri değil insanlar, canlılar, tarihi yok et, diyor. Cizre…Silopi…Nusaybin…Sur…

Ve toplum ikiye bölünüyor: manipülasyon altında kalan bir kesim cellatlaşıp bu zulme alkış çalarken diğer bir kesimin cesaretlileri başkaldırıyor. Ancak çoğunluk çaresizce seyirci kalıyor.

Kürt aidiyeti taşıyan bir birey olarak, teorisi ve pratiği ile tarihi nefret dolu olan bu devletle asla ama asla hiçbir yere varılacağına inanmıyorum. Hangi parti iktidara gelirse gelsin bu gerçeklik değişmeyecektir; çünkü Kuzey Kürdistan Türk devleti tarafından kolonileştirilmiştir. Bu sömürgelik ilişkisinde insanları, ormanları, canlıları, geyikleri, kuşları, karıncaları yakmanın adı vatanseverlik olmuştur (!)

Zulme seyirci olma çaresizliğini aşmak için burada büyük harflerle yazmak istiyorum:

Artık düşünme sistematiğinizi değiştirin:

İDEOLOJİLERLE DEĞİL; İNSANI-DOĞAYI MERKEZE KOYARAK DÜŞÜNMEYİ ÖĞRENMEYİ DENEYİN!