Bu hikayeyi yazma hakkı bizim.

Bütün rahatsızlığımız, mutsuzluğumuz, öfkemiz, huzursuzluğumuz, endişelerimiz ortak öykülerimizin sonucu.

Bu öyküler bizi sorumlu kılar, dirençli kılar, umutlu kılar.

Bu kısacık cümle,

koca bir ömürdür, ömürlerimizin yan yana, alt alta toplamıdır.

Bu cümleleri açtığınızda, kadınların hikâyesi çıkar karşınıza,

dünyanın hikâyesi çıkar.

Dünyada ve Türkiye’de ezilenlerin, horlananların, itilip kakılanların, her şeye rağmen onuruyla, alın teriyle var olanların, isyan edenlerin, başkaldıranların, yaratanların, tarihi yazanların değilse bile yapanların hikâyesi çıkar.

Biz bu hikâyenin devamıyız.

Biz varız.

Sokakta varız,

fabrikada varız,

tarlada,

büroda,

alanda,

evde,

her yerde varız.

Bunca yıl, onlar söyledi, biz dinledik.

Onlar bağırdı, biz sustuk.

Onlar tepişti biz ezildik.

Onlar vurdu, biz incindik.

Onlar yönetti, biz kaybettik.

Onlar aldı, biz verdik.

Oysa, bu evren de, bu ülke de, bu şehirler de bizim.

Bu hikayeyi yazma hakkı bizim.

Yaşasın kadın dayanışması.