Ankara’nın göbeğinde, Devletin kalbinde bomba patladı.

Bombanın patlamasıyla beraber aklın içine sığmayıp ortalığa dökülenlere baktığımızda aklımızla oynayan elleri görmemek mümkün değil.

Ankara saldırısını kim yapmış olursa olsun, kınanması gereken bir terör saldırısı olup ölenlerin yakınlarının acılarını paylaştığımızı bildirmek, ülkede her gün dökülen kanlarla acıyan yüreklerimizin boynunun borcudur.

Üzerinden 12 saat geçmeden yapan/yapanlar hakkında bilgiler döküldü. Adli tıpta ölenlerin kimlikleri açıklığa kavuşmamışken, yapanın ismi, Doğum tarihi ve yerinin açıklanabilmesi gurur verici. Beklediğimiz/umduğumuz, olmasını istediğimiz gibi intihar bombacısı PYD/YPG’li.

Salih Neccar 24 yaşında, Suriye Amude kenti doğumlu.

PYD istediği kadar bu işin içinde olmadığını, açıklanan doğum yerinde, açıklanan isimde birinin olmadığını açıklasın. Hiç önemli değil. Önemli olan Türkiye istihbaratının ortaya koyduğu verilerdir. Bu verilerin nasıl ele geçirildiği elbette açıklanamaz. (1)

İlk araştırma sonuçlarına göre plakanın kiralık araç çıkmasıyla birlikte yapılan soruşturmada, bomba yüklü aracın 11 Aralık 2015 tarihinde İzmir’de oto kiralama servisinden bir haftalığına kiralandığı ortaya çıkmış. Kiralayan 3 kişinin verdikleri kimlik bilgilerin sahte olduğu anlaşılmış. Araç söylenen tarihte geri götürülmemiş ve bu nedenle çalıntı olarak emniyete bildirilmiş. (2)

Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkinin açıklamaları ise biraz daha farklıydı.

“Gün içinde konuştuğum ismini ve makamını saklı tutmak isteyen güvenlik kaynakları diyor ki, "Eğer kimlik bilgileri doğruysa, bu Neccar ailesi Suriye'de Beşar Esad'ın başında bulunduğu Baas rejiminin askeri istihbaratı Emn ül-Askeri'yle irtibatlıdır” (3)

Yazının devamında bombacının kimliğinin bombanın patladığı yerde bulunduğu da söyleniyordu. 4 servis aracını kül edecek, bomba yüklü araçta neredeyse parça bırakmayacak kadar güçlü bir bomba patlayacak, aracın içindeki intihar bombacısının parçalarından veya ortaya düşen kimliğinden bombacı tespit edilecek ve bizde bu açıklama karşısında gülümseyeceğiz.

İntihar bombacılarının kimlik taşımadığı söylenir. Diyelim ki taşıdı ve kurallara uymadı. O kadar güçlü patlama içerisinde bombacı paramparça olacak ama cebindeki kimlik yanan araçtan dışarıya fırlayıp yolda bulunulmasını bekleyecek!

Adli tıpta henüz kimliği belirlenmemiş vatandaşlarımız varken 12 saatte “teröristin” kimliğinin bulunması ve suçlanmasını beklediğimiz yerlerin suçlu ilan edilmesi, suçlanmasını beklediklerimizin destekçilerine de gerekli mesajların gönderilmesi elbette şaşırtıyor bizleri.

Sadece patlama sonrası ortaya düşen kimliğin bulunmasına şaşırmadık elbette. Bizi asıl şaşırtan, kimlikten çıkarak bulunan PYD/YPG üyeliği. Hiç Suriye vatandaşlarının kimliğini görmedim. Acaba Suriye kimliklerinde üye oldukları örgütün ismi de yazıyor mu?

ABD, Beyaz Saraydan yapılan açıklamada “saldırının faillerini henüz belirleyemedikleri” söyleniyordu. Dünyanın dört bucağında cirit atan CİA, olayın arkasında kimlerin olduğunu bulamamış olduğunu utanmadan açıklıyordu. Hem de Başbakanın faillerin bulunduğunu, arkasındaki güçlerin tespit edildiğini açıklamasına rağmen. (4)

Aklımızın bu açıklamalar sonrası kırlarda dolaşmaya çıkmak istemesini de doğal karşılıyorum.

Olayın akabinde KCK Yürütme Komitesi eş başkanı Cemil Bayık’ın da olayla ilgili açıklama yapmaya ihtiyaç duymasına da bir şey diyemedim. Açıklamada; “Olayın faillerini bilmiyoruz ama Güneydoğudaki katliamlara karşı bir misilleme olabilir” deniyordu. (5)

Gariplik açıklamada değil, rastlantıdaydı.

7 Haziran seçimleri sonrası 22 Temmuzda Ceylanpınar’da evlerinde öldürülmüş halde bulunan ve Barış/Çözüm sürecinin bitirilmesine bahane olan olay sonrası KCK’dan yapılan açıklamaya benzemesiydi garip olan.

Polislerin öldürülmesinin arkasından HPG’nin yaptığı açıklamayla olayın “Apocu fedai timi” adlı yapının gerçekleştirdiğinin söylenmesi sonra yapılan açıklamada; “Bunlar bize bağlı olmayan, kendi içlerinde örgütlenmiş olan yerel güçlerdir” diyordu, KCK dış ilişkiler sözcüsü Demhat Agit. (6)

KCK gibi gerek askeri gerekse politik anlamda kendisini geliştiren ve uluslar arası alanda kabul gören bir yapının, iki olayda da, araştırma yapmaya ihtiyaç duymadan, hemen açıklama yapma ihtiyacı duyması, direk üslenmese de, yapılan açıklamaların içeriği ile dolaylı olarak üstlenmesini anlayamadım.

Ceylanpınar olayında dolaylı üstlenmenin sonucu, “Çözüm” sürecinin bitirilmesi için hazır bahane sunulması olmuştu. Ankara’da yaşanan son bombalama olayında yapılan dolaylı üstlenmenin sonucunun “düşündüğümüz gibi olmaması temennimizdir.

ABD’nin, Türkiye’nin ısrarlarına rağmen defalarca “ehil güç” olarak desteklediğini ilan ettiği, Rusya’nın, askeri anlamda teçhizat yardımı yaptığı, Suriye yönetiminin PYD’ye destek verdiğini açıkladığı günlerde, PYD’nin, Türkiye’yi karşısına alacak, kendisine saldırması için bahane yaratacak bir olayı gerçekleştirmesi akla, mantığa uymuyor.

PYD’nin böyle bir olayın içinde, arkasında, yanında olduğu açıklamaları bizde akıl bırakmıyor.

Aklımız bize, kulaklarımıza, duyduklarımıza, okuduklarımıza ihanet etti, edecek…

__________________________

1) http://www.evrensel.net/haber/272945/pyd-yetkilisi-amudede-ypgye-katilan-neccar-soyadli-biri-yok

2) http://www.dha.com.tr/ankarayi-kana-bulayan-arac-izmirden-kiralanmis_1141098.html

3) http://www.hurriyet.com.tr/murat-yetkin-ankara-saldirisini-yazdi-gun-icinde-konustugum-kaynaklar-diyor-ki-40057060

4) http://tr.sputniknews.com/turkiye/20160218/1020976180/abd-den-ankara-saldirisi-aciklamasi.html?utm_source=https%3A%2F%2Ft.co%2FYi2BbSntgJ&utm_medium=short_url&utm_content=aEvx&utm_campaign=URL_shortening

5) http://www.evrensel.net/haber/272893/cemil-bayiktan-ankara-aciklamasi-bir-misilleme-eylemi-olabilir

6) http://www.radikal.com.tr/turkiye/pkkdan-iki-sehit-polis-aciklamasi-1405723/