Bedel dizisi yeni başladı. Atv kanalının tanıtım yazısını okursanız size üç kişinin arasındaki yakıcı, yok edici aşkın hikayesinin anlatıldığı söyleniyor. Diziyi en çok fragmanlarından seyrettim. Sevmedim o yüzden de yazmayı düşünmedim bu zamana kadar.

Bu sabah altı buçukta televizyonun sesine uyandım. CNN-Türk’te kalmış televizyon ben uyurken ve Süleyman Şah Türbesine yapılan operasyonun içine düştüm sabahın altı buçuğunda. Bir süre seyrettikten sonra bu saçmalığa daha fazla şahit olmamak için kanallarda gezinmeye başladım. İşte o sırada Bedel dizisine rastladım. Onu seyredeyim bari bakalım nasıl bir şeymiş dedim, zaten fragmanlardan konusunu kavramıştım.

Aşk üçgeninde Necip Memili, Berk Erçer, Sedef Avcı var. Vedat ve Ali babaları bir üvey kardeşler. Birbirlerinden nefret ediyorlar. Begüm ve Ali uzun zamandır birbirlerini seviyorlar ama Vedat da seviyor Begüm’ü ve sevdiği adamı öldürmekle tehdit edip kızla evleniyor. Mutsuz bir evlilikleri var. Ali ikisinden de intikam almak istiyor, Begüm’ün hangi şartlarda evlendiğini bilmiyor ama kadını hala seviyor. O kadar seviyor ki kadının başı belaya girsin diye bir dolap çeviriyor. Kadın masum ama çatlak kocası onu itip kakıyor, çocuğunu düşürüyor Begüm. Bu arada Vedat’ın annesi oğlunun psikopat olduğunu bilmesine rağmen saf anneler gibi evlenince geçer, çocuğu olunca geçer diye önce kocasını sonra da kendisini teselli ediyor. Bu arada gelininin on senedir çocuğu olmadığı için sürekli ona laf sokuyor, hatta kaynının kızını hep birlikte oturdukları eve davet edip evli oğlundan önce yeni kıza oğlumu boşatıp seni alacağım sözünü veriyor. Diğer kız da İstanbul’da rahat bir yaşam için saftirik olduğunu bile bile Vedat’la evlenmeyi kabul ediyor. Hatta o kadar yüzsüz ki sürekli aralarına girip onları ayırmaya çalışıyor.

Vedat’ın en son bombası; Ali ile oynadığı kumarda karısını ortaya koyuyor ve kaybediyor. Ben fragmanını seyrettiğimde kadın giyinip süslenmiş kocasına dikleniyordu. Kocamın kumar borcunu ödeyeceğim diyordu. Bu sabah kocasının yaraladığı Ali’nin başında oturmuş onun ateşine bakıyordu. Birlikte geçmiş hakkında konuştular bundan sonra eski günlere dönemeyeceklerine karar verdiler. Vedat da karısını bulup, karısının erkek kardeşinin elini kolunu bağlayıp kafasına silah tutup, ‘mutlu evliliğimize geri dönüyor muyuz yoksa’ diye hain hain kadının gözlerine bakıyordu, e yuh artık diye ben kanal değiştiğimde. Begüm kardeşini öldürmesin diye kesin tıpış tıpış eve dönmüştür. Ben zihnimde kanalı çevirdikten sonra senaryonun devamını yazdım kendimi başrole koyarak, sonuçta bu zamana kadar altı bitmiş senaryom var, az buçuk bu işlerden anlıyorum üstünüze afiyet.

Ben olsam ‘öldür lan’ derdim. Öldür ne olacaksa. Sonra düşündüm sahiden ya kafasına sıkıp öldürürse kardeşini. Ya da dedim yok öyle yapmam önce gözüme gözlerini dikmiş Vedat’ın gözlerine sokarım parmaklarımı aniden. Oyuveririm o gözlerini sonra Charli’nin meleklerinden biri gibi hızla döner korumasının elindeki kardeşime dönmüş silahı kaparım vururum tüm korumaları atlar arabaya kardeşimle kaçarım. Sonrada gider Ali’yi bulurum. Ya da bulmam başka biri olurum artık Vedat gibi kafamı bozanların ağzına silahı dayarım. Sonra dedim en iyisi ben bu diziyi yazayım yoksa öfkem dinmeyecek. Yazmak içindeki zehri akıtmaktır bazen. Başka türlüsü habis olarak döner yazmayana.

Bu arada Vedat’ın babası oğlunun ne kadar çatlak olduğunun farkında ama oğluna gem vuramıyor, zaten annesi de duvar gibi adamın önünde duruyor. Adam doktora gidiyor tahlil yaptırmış. Doktor ona kanser olduğunu, öleceğini söylüyor. Adam diyor ki bazen insan ölmeden günahlarının bedelini öder, demek ki benim ödeme sıram gelmiş. Ya da bunun gibi bir şey söylüyor. Kanser hastası insanlardan bazıları bunu seyrediyor olabilir. İnsan böyle bir diyalog yazar mı? Bakın millet böyle bir şey de var der gibi. Böyle bir zırvalık olabilir mi?

Şimdi adam günahını aldığı insanlara kendini affettirmeye çalıyor. Oğluna karısını tek celsede boşamasını söyleyecek haftaya. Ölmeye yakın günahlarının eteğine yapıştığına inandı, on senedir oğlunun kendi gözü önünde gelinine yaptığı işkenceye son vermeye karar verdi.

Bu arada tüm aile karısını kumarda kaybettiğini biliyor. Anne oğlunun şerefi beş paralık oldu diye düşünüyor ve haberi basan gazeteye gidip sorumlu adamın başına dikilip onu tehdit etti. Bana bak adam sen benim kim olduğumu biliyor musun? Ben de senin kirli çamaşırlarını ortaya saçıveririm dedi. Adam da gulp diye yutkundu. Demek ki çamaşırları yerli yerinde kalsın diye bundan sonra karısını kumarda kaybeden Vedat’ı haber yapmayacak. Bu arada Vedat buluğ çağında eline silah alıp gözünü kırpmadan abisini de öldürmüş. Onu neden yapmış henüz bilmiyoruz. Vedat’ın babası kimlerin günahına girmiş aslında net olarak onu da bilmiyoruz.

Böylesine zavallı insan ilişkilerini neden burnumuza dayatıyor bu hikaye ben anlamadım. Ey ahali sizin aranızda böyle yaşayan insanlar var, buyurun bu onların hikayesi mi diyor. Diyorsa bunun bize artısı ne bilemedim? Böyle insanlar da var onlar seyretsin biz onlara ayna oluyoruz mu diyor? Bunun kime ne yararı var onu da anlamadım.

Ben oğluma arada bir sohbet ederken diyorum ki seninle anılacak her şeye dikkat et. Birlikte yürüdüğün insana dikkat et. Seni eksiltecek insanla yürümek zorunda kalırsın onun çıtasına inme onu kendi çıtana yükselt.

Böyle dipte bir konuyu işleme ihtiyacı hisseden insanlar anneleriyle neyin sohbetini yapmış bilemiyorum.

Diziye eleştiri yazmaktan uzak kalmamak için başladım. Normalde eleştiri yazanların yazılarını ciddiye alarak okumuyorum çünkü samimi olduklarına inanmıyorum. Cahil olduğum ortaya çıkmasın pot kırmayım diye önce araştırma yapıyorum yazacağım şey hakkında, göz atıyorum bilmediğim bir yanını yazan var mı diye. Bu zamana kadar eleştirmenlerle hiç fikir birliğinde olmadım. Beğenmedikleri hikayeler hakkında bile sırf hatır için ya da öyle yazmalarını istedikleri için gerçek düşüncelerini yansıtmayan yazılar yazdıklarını düşünüyorum. Yoksa kimse Bedel gibi bir dizi hakkında muhteşem bir hikayesi var demez. Böyle hikayeler ve yazılar seyirciyi küçümsemektir. Oysa seyirci parasını ödediği özel kanallarda dünyayla birlikte en zeki kurguları oturup keyifle seyrediyor ve bizim beğeni çıtamız sanıldığı kadar yerlerde değil.

Sansürün her türlüsüne karşıyım. Tanrı insanı akıl süzgeciyle yaratmış herkes kendi zihnine otosansür uygulayabilecek düzeyde. Fakat kadınlar erkeklerle dans ediyor diye ceza verilen yarışmalardan haberdar olan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, bu dizi oynarken ne seyrediyor çok merak ediyorum.

***

Güzel günlerde görüşelim efendim.

21 Şubat Dünya Anadili gününüz kutlu olsun bu arada ve anadilim Abhaz dilinde diyorum ki abziyarazi haybabayt (güzel günlerde görüşelim).