Sahi Başbakan 17 yaşında Cizre'de katledilen Sinan için de ağlar mı? Ya da kızının parmağını verir mi?

Cizre’nin Yafes Mahallesi'nde 23 Nisan akşamında yolu trafiğe kapatan gençler kimlik kontrolü yaptığı sırada olay yerinden geçen ve içinde iki sivil polisin bulunduğu araç gençlerin üzerine silahla ateş açmıştı.

Açılan ateş sonucu 3 kişi yaralanırken, polis aracı 17 yaşındaki Sinan Saltıkalp isimli genci ezmişti.

Uzun zamandır yaşam mücadelesi veren Cizreli Sinan yaşamını yitirdi.

Mısır’da Esma var iken kim hatırlar Yasef mahallesinde katledilen Sinan’ı…

Mısır’da İhvan liderinin öldürülen kızı için akan gözyaşı damlası Roboski için birikip de neden akmıyor ve gazetelere bu şekilde konu olmuyor? Ya da Gezi Direnişleri’nde öldürülen canlar için, ya da polis arabası ile bilinçli ezilip yaşamını yitiren 17 yaşındaki Cizreli Sinan için neden dolup taşmıyor gözyaşları?...

Ben bugün Cizre üzerinden geçerek Şırnak'a ulaştım. Sahte demokrat başbakan 17 yaşında Mısır'da ölen Esma için ağlarken, ki ağlasın buna bir şey demiyoruz, kendi polisinin kendi coğrafyasında ezdiği 17 yaşında bir insanın yaşamını yitirdiğinin de farkına varsın.

Cizre bugün kendi çocuğu için yas tutuyor, kimse dükkanlarını açmamış. Cizre bugün Sinan’ı toprağa veriyor. Roboski’de katledilen kardeşlerinin yanına gidiyor Sinan. Uğur'un, Ceylan'ın, Kürdistan'da yaşamını doğal yollarla kaybedememiş olan akranlarının yanına gidiyor.

Bakın Mısırlı Esma için Başbakan'ın basın ve televizyona yansıyan hallerine.

Sibel Eraslan’ın, Star gazetesindeki köşesinde 21 Ağustos’ta yazdığı yazının başlığı “Esra Albayrak: Babamı ağlarken gördüm bu sabah”tı.

Başbakan Erdoğan’ın kızı, Eraslan’a babasının İhvan liderlerinden Muhammed Biltaci’nin vurularak öldürülen 17 yaşındaki kızı Esma Biltaci’nin ölüm haberini okurken ağladığını söylemiş, Eraslan da bunu köşesinde yazmıştı.

Erdoğan katıldığı bir televizyon programında Esma için bir kez daha, bu kez canlı yayında ağlıyordu. Gazetelerin manşetleri şöyleydi:

“Ağlamaktan konuşamadı” (Hürriyet), “Şehit Esma için gözyaşı” (Yeni Şafak), “Başbakan canlı yayında ağladı” (Zaman), “Aklıma kızım geldi” (Milliyet), “Tv’de Esma’ya gözyaşları” (Habertürk), “Başbakanı ağlatan mektup” (Radikal), “Erdoğan’ın gözyaşları” (Vatan)…

Ancak Erdoğan ölen çocuklara eşit ve aynı mesafede durmuyor. Roboski'nin, Cizre'nin çocukları ölünce aynı hassasiyeti göstermiyor...

Ölülerimiz karşısında davranışlarımız ne zaman eşitlenirse o zaman bu coğrafyaya barış amasız ve fakatsız gelecektir.