2003 yılında AKP ile başlayan Ortadoğu için Ilımlı İslam Prototipi bizzat ABD tarafından geliştirilmiş bir projeydi, uluslararası sistemin (Uluslararası sistemi ABD-Batı ve İsrail olarak okumak lazım) desteğini sonuna kadar almıştı AKP projesi, zamanında ''biz BOP projesinin eş başkanıyız'' gibisinden cümleler kurulmuştu İslamcı seçmen karşısında!

Alkışlar gırlaydı!

...

O dönemler Irak'ta TSK askerlerinin başına çuvallar geçirilirken ''ne notası veriyorsun, müzik notası mı?'' diyerek tarihe önemli bir not da düşülmüştü!

Alkışlar yine gırlaydı!

Velhasıl o süreçlerde Nurgenekon ile birlikte Ergenekon üzerine gittiklerinde de ''bu davanın bizzat takipçisi ve savcısıyım'' denmişti alkışlar arasında.

...

Zira Yeşil Kuşak Projesinin devamı olan Ilımlı İslam Prototipi, Akp'ye inanılmaz olanaklar sunmuştu ve dahi ilerleyen süreçlerde bir ABD İngiliz imalatı olan Işid üzerinde bile mutlak bir kontrol sağlandığı varsayılıp inanılmaz ecdat hikayeleri uyduruldu, ecdat mirasları üzerinden yeşillenen dolarlar gördü iktidarın gözleri!

(Bu bir dipnottur ama dipte değil; Her ne kadar IŞİD'in elindeki ecdat kemiklerini YPG ile birlikte bir gece ansızın IŞİD'in elinden çalıp YPG'nin hakim olduğu bir alanda güven içinde defnetmiş olsalar da, ecdat hikayesi de önemlidir!)

...

Tabi o arada bizzat kendi yardım ve yataklıklarıyla Işid'in darmadağın ettiği coğrafyada hem Uluslararası Sisteme dirsek gösterme şansı bulmuşlardı hem de bedavadan altın ve kara altın musluklarına borular döşüyorlardı, bugün açıkça ortaya çıkıyor ki o dönemler efendilerin kürkleri gereğinden fazla yemiş!

...

Gel zaman git zaman uluslararası sistem bizzat kendisinin belirlediği ve atadığı taşeronlar tarafından dirseklendiğini görmeye başladı, tabi olayın rengi değişti!

...

Elbette 17 ve 25 Aralık süreçleri ABD merkezli bir operasyondur ve dahi 15 Temmuz da Allah'ın bir lütfu olarak önceden biliniyordu ve öyle değerlendirilmişti, araya da iliştirmek lazım; Nurgenekon out oldu ve in olan gene Ergenekon olmuştu içeride!

Dışarıda ise olaylar salınıp duruyordu; katil ve kominist olan Putin saygıdeger, katil Esed ise yine Esad olacaktı!

...

Nurgenekonun sıkı ortakları Silivri savcılığından vazgeçmiş, Silivri'nin kapılarını kıran Ergenekonculara çevirmişti rotayı, zira içeride tutunacak tek damar, o esas ana damar idi!

...

Gel zaman git zaman devletin bizzat önüne yattığı saygın vatandaş da ecelin erken ve zamansız gelmesinden korktuğu için ansızın ve beklenmeksizin postunu götürdü ABD'ye!

Postu da post hani, bayağı bayağı mükellef!

...

Velhasılı kelam, bu saygın vatandaş için bugün ikinci müzik notası da verilmiş!

Hem artık Atatürk de son derece ve son raddede kullanışlı bir argüman, rota kabri anıta da kıvrıldı!

...

Öte taraftan S400'lerin kaporası verilmişti, ama Avrasyacılık hikayesinin mucidi olan kardeş Rusya da dolarların tamamını almadan teslim etmeyeceğini söylüyor!

Daha diğer yandan Suriye meselesinde Rusya ile ABD'nin anlaşmamış olduğunu düşünmek de pek saflık olur, ama başkaca çare de yok, umut ekmektir değil mi, Perinçek gibi dingillerin peşinden yeni bir Avrasya macerasına girişmek dışında hiç bir seçenek gözükmüyor!

Hem takdiri ilahi!

...

Ha, Amerika'daki Zarrab (sarraf) davası hukuki bir dava mıdır?

Elbette mesele adalet falan değildir, hem imparator olan için nedir ki hukuk, en afilli fahişe değil midir ki, hele hele mesele standart dışı bir dava olunca?

...

İşin özü olarak;

Amerika'da yargılanan Sarraf değildir, bizzat Türkiye devleti ve mevcut iktidarıdır!

...

Çünkü neden?

Dünyanın bir yıllık bilgi üretiminde, silah ihracatında, para satışında, teknoloji üretiminde birinci olan; uzayda Homo Sapiens için koloniler kurmayı hedefleyip onun için çalışan bir dünya karşısında dualar eksik olduğu için kıskanıldığını zanneden bir dünya var!

...

Bu iki dünya arasındaki fark da burada açığa çıkıyor!

İşte o fark o kadar kudretlidir ki; altın tepsi içinde Ilımlı İslam Projesini sana sunan, o eşsiz fırsatı yine senin elinden alıp altından klozetlere zıçarken şeytan taşlatan adamların eline verebiliyor!

...

Kıskanılıyor muyuz?

Neden kıskanılmayalım ki?

Kandile oturacağız, Efrin'e de oturabiliriz falan fistan!

Bana burak atımı getirin!

...