Dostlar içeriden hepinize merhaba.

24 Nisan 2017 tarihinden itibaren tutuklu olarak hapishanedeyim. Bu süreçte dışarıda kalmak mı, yoksa içeride olmak mı zor, desem herhalde en zor soru olur diye düşünüyorum. İçerisinin dışarıya, dışarının içeriye eşitlendiği günlerden geçiyoruz diye düşünüyorum.

Dostlar tepkilerimizin hükmünün nerede ise yok sayıldığı günlerden geçiyoruz. Görüyorsunuz iki kamu emekçisi dost Gülmen ve Özakça, bu mektubu yazdığım zamanda açlık grevlerinin 111. günündeydi, ve tek dertleri ise haksız yere atıldıklarını düşündükleri işlerine geri dönmek. Ölüm eşiğine gelmelerine rağmen yeterli tepki gelişmediği için Hükümet işi sulandırandı “aile yardımı kabul etmiyor” diyerek, uzlaşmaya yanaşmadığını Adalet Bakanı’nın ağzından söylemiş oldu. Dostlar, her şeyden önce “hak ve adalet“ istedikleri için, ölüme dönülmez şekilde yaklaşan dostların yaşamlarını kaybetmeden işlerine ve sağlıklarına dönebilmeleri için tepkinizi daha fazla yükseltin. Ne olur bu sese kulak kapatmayın. Bu vesileyle yaşamları uğruna “hak ve adalet” mücadelesi yürüten Gülmen ve Özakça dostları buradan bir kere daha selamlıyorum.

Dostlar içeride olmanın zorluklarından biri ise dışarıda olup bitenlere karşı sadece seyirci kalmak ve bir şey yapamamaktır.

Yıllarca her türlü zorluğa karşın sevgili Meral Geylani ile birlikte “Roboski İçin Adalet” mücadelesi yürütüyoruz. Dile kolay tam dört senedir Roboski aileleri ve halkı ile birlikte Roboskî’ye adalet gelsin diye mücadele yürüttük. Şimdi bu yüzden içerideyim. Bir dostun da dediği gibi 'hak ve adalet' istemek yüzünden içeride olmak benim için onurların en büyüğü, zaten bu anlamda yakınmıyorum da, bin sefer olsa bu yüzden içeri girsem gıkım çıkmaz. Fakat dertleri kaybettikleri yakınları için 'Adalet' olan ailelere yönelimi gazetelerden okuyup, bu duruma karşı bir şey yapamamak en büyük acizliğimdir. Her şeye rağmen yılmadan mücadele yürüten ailelerimizin “hak ve adalet” adına verdikleri mücadeleyi bir kere daha içeriden selamlıyorum. Bir gün mutlaka Roboski annelerini bu acıya düşürenler yargı önünde yaptıklarının hesabını verecekler. Ant olsun ki bunun hesabını verecekler. İçeride beni rahatlatan tek duygu, adaletin bir gün tecelli edeceğini düşünmemdir.

Dostlar umarım ters bir şey olmazsa çok uzamadan aranıza döneceğime inanıyorum. Savcı da dahil iddianamemi kabul eden Uludere Sulh Hukuk ceza hakimi de biliyor, dosyanın içindekiler fındık kabuğunu bile dolduran cinsten değil. Fakat uzun süredir Roboski ailelerine verdiğimiz dayanışma nedeni ile bir süre içeride olmamız istendi. Başka bir coğrafyada, ya da başka bir ülkede olsa, o ülkenin ya da coğrafyanın adalet mücadelesine verdiğimiz katkıdan dolayı onore edilirdik. Mesela Bosna'da Sırp milliyetçiliğine karşı, mesela Filistin'de İsrail devletinin zulmüne karşı adalet mücadelesi yürütse idik dediğim gibi takdir edilirdik. Bu coğrafyada ise “barış”, “demokrasi” diyenler , ”hak ve adalet” mücadelesi verenler takdir bir yana her zaman hedef olma ile karşı karşıyadır.

Dostlar aynı geminin içerisindeyiz, gemi su almaya başlarsa sonuçlar hepimizi aynı şekilde etkileyecek. Bu coğrafyanın makus kaderini değiştirebiliriz, bu durumu kabullenmek zorunda değiliz. Hak, hukuk, adalet, barış, demokrasi mücadelesi veren dostlar, ayrılıklarımızı bir kenara bırakarak, aynılıklarımızı ortak payda yaparak birlikte mücadele etme yollarını aramalıyız. Birlikte mücadele etmekten başka şansımız yok. Bu yüzden herkes elini taşın altına koyarak sesini daha fazla yükseltmelidir.

Dostlar, son olarak hepinizi en içten duygularımla selamlıyor, kucak dolusu selamlarımı yolluyorum.

Dostça ve dayanışma ile kalın.

Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu - Koğuş C 5