Şimdilerde kurban bayramı denilince akla kurban ile kurban sahipleri arasında geçen meydan muhabereleri gelir oldu! Büyük pazarlıklar ile kurban alanlar dini vecibelerin en ilkelini, yani en kanlısını yerine getirmiş olmanın rehaveti içerisinde ellerini ovuştururken aslında belayı da birlikte satın aldıklarını düşünmezler! Ta ki kurbanlar kendini yollara vurup da önüne çıkanı yıkıp devirene kadar!

 

Her kurban bayramında kanlı görüntülere sahip olan yurdum toprakları, ithal Angusların da aramıza katılması ile daha da renklenir oldular. Öyle ki ulusal televizyonların haber saatlerinin önemli kısmı bile kurban ve sahipleri arasında yaşanan olaylara ayrılır oldu:

—Sayın seyirciler şimdi de resmi olmayan sonuçlara göre kurban yerine kendini kesen ya da kurbanla arasında husumet yaşayan vatandaşlarımızın il il dökümünü veriyoruz! Önce İstanbul! Kendine zarar veren vatandaş sayısı 820! Dana tepen 101! Angus çarpan 159! Parmağını doğrayan 470! Ayağının altını yaran 70! Kolunu kıran 20!

 

Son senelerde kurban bayramlarının renkli geçmesinin sebebi şüphesiz Güney Amerika ve Uruguay'dan ithal edilen Angus cinsi hayvanlardır! Yurdum topraklarının teslimiyetçi hayvanlarının aksine daha asi ve başkaldıran yapıya sahip olan bu Anguslar, yurdun dört bir yanında gösterdikleri direniş ile kendinden sonra gelecek olan hayvanlara da büyük örnek oluşturuyorlar! Özellikle Güney Amerika'nın siyasi duruşundan ve başkaldıran siyasi yapısından etkilendikleri her halinden belli olan ve doğduğu toprakların dışında kendilerine göre direniş biçimleri geliştiren Angusların, önümüzdeki senelerden itibaren yurdum hayvanlarından uzak tutulması da yetkililer tarafından bir kenara yazılmış olmalıdır! Zira tıpkı sahipleri gibi biat kültürüne sahip olan ve bıçak altına yatarken bile bir iki ayak salladıktan sonra kuzu kuzu kesilmeyi bekleyen yurdum sığırlarının, Anguslardan etkilenme ihtimali çok büyüktür!

 

Öte taraftan Angus cinsi hayvanların söz konusu ve baş edilemez tutumlarını iklim farklılığına ve hava değişikliğine bağlayan yetkililerimizde oldu! Yetkililer tarafından sık sık gazete ve televizyonlardan "Angus cinsi hayvanların geldikleri ülkelerde çok yağış ve ciddi miktarda ot bulunduğu, meralarda özgürce beslendikleri" ifade edilerek "dolayısıyla zapt edilmelerinin güç olduğu" belirttiler.

 

Kuşkusuz buna Türkiye’nin siyasi ve ekonomik yapısının yanı sıra insanların içerisinde bulunmuş oldukları maddi sıkıntılarda eklenmiş olmalıydı. Türkiye’de normalin üzerindeki yağışların sel felaketine ve çok sayıda insanın ölümüne sebebiyet verdiğini anlayan Anguslar, ekonomik zorluklardan dolayı doğada yetişen otların da insanlar tarafından tüketildiğini görünce "böylesi bir ülkede ancak isyan edilir" diye iç geçirmiş olabilirlerdi! Zira kendi doğduğu topraklarda özgürce dolaştıkları ve otladıkları meralar, kurban edilmek için getirildikleri topraklarda kimileri için büyük ve bulunmaz birer rant yerleriydi! Ali Ağaoğlu’nun “yaptım oldu” diyerek uçsuz bucaksız toprakları göstererek koca koca binalar dikmesi de buna çok iyi birer örnekti! Ve bu duruma sığırlar bile isyan ederdi!

 

Öte taraftan yurdum insanının ve hayvan yetiştiricilerinin ithal Anguslara etnik kökenlerinden dolayı karşı olumsuz bakışları da bayram öncesi ve süresince bir hayli tartışılır oldu. Din ve dil sorununun sürekli gündemde tutulduğu yurdum topraklarında bir süredir de Angusların dini ve dili tartışılıp durdu! Anguslara kısa yoldan Angut diyen yurdum insanının yanı sıra hayvan satıcıları da Anguslar ile ortak dili konuşamamaktan şikâyetçi oldular:

—Bunlar Türkçe bilmiyor kardeşim! Oha diyorsun mal gibin yüzüne bakıyor! Deh diyorsun kirşi kırıp kaçıyor! Satıyorsun alıcılar "Yem ve su Angusca da nasıl deniyor" diye bize soruyorlar! Sonra uyuşturuyoruz yerinden kalkmıyorlar!

 

Peki ya bu durumun özeti mi? Kurban satıcılardan birisi Angusların yerinde durmayıp sağa sola kaçmalarından dolayı kendine uzatılan mikrofona şöyle diyor:

-Bu Anguslar çok ahlaksız hayvanlar! Hiç insan görmemişler, dikkat etmek lazım!

 

Oysa Anguslar insan görmüşlerdi görmesine de kendilerini böylesine katleden sistem görmemişlerdi! Ne diyelim Anguslar sisteme karşı elinden gelen direnişi gösterdiler, darısı bizim hayvanların başına!...