“Suça ortak olmayacağız” başlıklı barış istemi içerikli bildiriye imza atan 1128 akademisyen içerisinde bulundukları için gözaltına alınıp tutuklanan, Esra Mungan, Muzaffer Kaya ve Kıvanç Ersoy hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla 7,5 yıla kadar ağır hapis istemiyle dava açıldı.

Tutuklanan akademisyenler 10 Martta Eğitim Sen 6 No’lu şubede açıklama yaparak “barış” istemi konusunda ısrarcı oldukları yönünde açıklama yapmışlardı.

Tutuklanan akademisyenlerden, Boğaziçi üniversitesi psikoloji bölümü öğretim üyesi Esra Mungan’ın sadece ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemlerinde kullanılan “tecrit” odasında tutulması da verilen ayrı bir ceza, “göz korkutma” olarak yorumlandı.

Aynı karar içerisinde bulunan ve yurt dışında olduğu için hakkındaki hüküm uygulanmayan Meral Camcı da dönüşünde tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Akademisyenlerin tutuklanma gerekçeleri ise, ifade vermek için kendi istekleri ile adliyeye gitmelerine rağmen “kaçma ihtimali” olarak mahkeme tarafından belirlendi.

Akademisyenlerin ardından çok dikkat çekmese de 4 avukat da aynı gerekçelerle tutuklandı. Tutuklanan avukatlardan Ramazan Demir, sokağa çıkma yasakları uygulamalarında çatışma arasında kalanları kurtarmak ve yaşanan hak ihlalleri için 14 kez AİHM’e “tedbir kararı” aldırmak için başvurmuş, 5 kez “tedbir kararı” çıkartmıştı. Asıl suçları bu muydu?

Savaşa karşı çıkanlar, barış isteyenler, bu amaçla bildiri yazıp imzalayanlar, demokratik haklarını kullanarak yapılanlara muhalefet edenler, adalet konusunda çalışanlar, insan hak ihlallerini önleme konusunda çalışma yapanlar tutuklanıyor ve tutuklu yargılanıyor.

Ya diğerleri?

Ankara Kızılay’da yapılan protesto gösterileri sırasında silahını çekip gösteri yapanlara doğru koşarak ateş edip Ethem Sarısülük’ü başından vurarak ölümüne neden olan Ahmet Şahbaz “ölüme sebebiyet verme suçundan yargılanmasına rağmen, bırakın tutuklanmayı, polislik görevine devam etmesinde sakınca görülmemekte.

6 Haziran 2013 tarihinde Taksim Okmeydanı’nda göstericilere orantısız ve kural dışı gaz fişeği atan polislerce kafasından vurulan, aylarca komada kaldıktan sonra 11 Mart 2014 tarihinde yaşama veda eden 14 yaşındaki Berkin Elvan’ın ölümüne neden olan polis nerede? Polisin bilindiği, saklandığı, ortaya çıkarılmadığı söylentiler arasında.

Hatay’da 2 Haziran 2013 tarihinde polis aracından atılan gaz fişeği ile kafasından vurularak ölen Abdullah Cömert davasında sanık polis Ahmet K., olası kastla adam öldürme suçlamasıyla yargılandı, basit taksirden cezalandırıldı. 13 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı ve hala tutuklu değil.

Bir tarafta, Sadece bildiri yazıp imzalama sonrası “örgüt üyesi olma” suçlamasıyla tutuklanan akademisyenler, hak ihlallerini önleme adına mücadele ederken, “örgüt üyesi olma” suçlamasıyla tutuklanan avukatlar, haber yaptıkları için “casusluk” suçlamasıyla tutuklanan gazeteciler var.

Diğer tarafta, “ölüme sebebiyet verme”, “olası kastla adam öldürme” suçlamalarıyla yargılanan polisler serbestçe dolaşıyor ve görevlerine devam ediyor, usulüne uygun olmayan biçimde kullanılan gaz fişeği ile ölüme neden olan polis saklanıyor ve ismi mahkemeye verilmiyor.

Taybet anayı, Miray bebeği, sokağa çıkma yasakları içerisinde öldürülen silahsız sivilleri kim öldürdü? Ve katilleri nerede?

Dersim Katliamı için bir kişi yargılandı mı?

Roboski’de Türk savaş uçaklarıyla bombardımana tutularak öldürülen 34 insan için yargılanan, tutuklanan bir kişi var mı?

Soma’da yaşanan ve adına iş kazası denilen 301 maden işçisinin katledildiği olayla ilgili kaç tutuklu var?

Geçen yıl içerisinde, gerekli önlemler alınmadığı için, çeşitli iş kazalarıyla! Ölen/katledilmesine göz yumulan 1800 civarındaki işçi için tutuklanan bir işveren, yargılanan bir yetkili var mı?

Hangi faili meçhul dosyası açılıp suçluları yakalanarak tutuklandı?

Hangisi yargılanarak ceza aldı?

Tahir Elçi’nin katili nerede?

Tahir Elçinin, yaralanıp sakatlanan dört ayaklı minarenin yanında vurulup katledilmesinin üzerinden aylar geçmesine rağmen ne deliller toplandı, ne kayıp görüntüler bulundu ne de polislerin listesi mahkemeye verildi.

Devleti, iktidarı, yaptıklarını, politikalarını, hatalarını, yanlışlarını eleştirmeye geldiğinden hemen en büyük suçlu oluyor, “terörist” veya “vatan haini” ilan edilerek en ağır şekilde cezalandırılabiliyorsun. Ceza da yetmiyor, tutuklama, tecrit gibi ek cezalarda uygulanıyor.

Katil olmak, tecavüzcü olmak, taciz veya yolsuzluk yapmak basit suçlara giriyor ve korunabilme hakkını elde ediyorsun.

Bugün itibarıyla, cumhurbaşkanının açıklamasına göre, akademisyenler ve onlar gibi bildiri yazan, savaşa karşı çıkan, barış isteyen “teröristler” bundan sonra sadece yargılanmakla, tutuklanmakla kalmayacaklar. Mal varlıklarına el koyulabilecek ve vatandaşlıktan çıkarılarak sınır dışı da edilebilecekler.

“teröristler” için uygulanması düşünülen vatandaşlıktan çıkarılma ve mal varlıklarına el koyma gibi cezalar elbette basit suçlardan olan öldürme, tecavüz ve benzeri suçlular için uygulanmayacak!

Bu ülkede katil olacaksın. Taciz ve tecavüzcü olacaksın, yolsuzluk veya hırsızlık yapacaksın ki yargılanmayasın. Hatta bir kurum olarak yaparsan bakanlar bile arkanda oluyor. Büyük yolsuzluklara imza atarsan önüne yatanlara bile sahip olabiliyorsun.

Yargılanmak, tutuklanmak, vatandaşlıktan çıkarılmak, sınır dışı edilmek istemiyorsan, akademisyen, doktor, gazeteci, avukat ve öğrenci olmayacaksın.

Karar senin…